25 Eylül 2018 Salı

Parion Antik Kenti'nde 1500 Yıllık Aşk

Çanakkale Biga'da bulunan Parion Antik Kenti'nde devam eden kazı çalışmaları esnasında birbirine sarılı halde gömülen, bir kadın ve erkeğe ait olduğu tahmin edilen 1500 yıllık mezar bulundu. 



Dünyada çok fazla örneğine rastlanmayan mezar, kazı sponsoru İÇDAŞ'ın da desteğiyle koruma altına alındı. İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin'e teşekkürlerini ileten Parion Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Keleş; söz konusu mezarın ardından bölgeye "Sevgililer Şapeli" adı verildiğini açıkladı.

Aşıklar Koruma Altına Alındı

İtalya ve Ukrayna'da daha önce bu tarz mezarların bulunduğunu, Anadolu'da ise tek olduğunu söyleyen Vedat Keleş; bu alanın hem bölgenin hem de ülkenin kültür hazinesine önemli bir katkısı olacağını ifade etti. Vedat Keleş, "Antropologların bize verdiği bilgiye göre birbirine sarılmış biri erkek diğeri kadın iki kişinin mezarıydı. Birbirine sarılmış erkek ve kadının mezarı olmasından dolayı da dönemin kazı başkanı 'Buraya Sevgililer Şapeli adını verelim' demişti. Nihayetinde Geç Bizans şapeli olsa da biz buna biraz ironik yaklaşarak buraya Sevgililer Şapeli adını verdik, ancak öğrendik ki buranın adı çevrede 'Aşıklar Tepesi' olarak anılıyormuş. Mezardan sonra söz konusu alana Geç Bizans döneminde şapel yapılmış. Aslında biz farkında olmadan burada böyle bir aşkın yaşandığını ortaya çıkarıp, aşkın kalıntılarını da bulmuş olduk. Hemen bu noktayı koruma altına almak istedik. Hem aşkı hem de bu yapıyı koruma altına alalım dedik. Hemen ana sponsorumuz İÇDAŞ'a başvurduk. Sponsorumuz, konuya çok olumlu yaklaştı. Parion'da bize sağlamış olduğu desteğin yanında 'Buraya da çok güzel bir koruma alanı yapalım' dedi. Biz de hemen işe koyulduk. Planlarını çizdirdik, hiçbir yere dokunmadan mükemmel bir koruma örneği gerçekleştirdik ve burayı bir arkeopark haline getirdik." dedi.

Tüm dünyada bulunan üç örnekten birinin Çanakkale'de ortaya çıkarıldığını belirten Vedat Keleş, "Ancak bu kadar büyük bir sanayi tesisi içinde böyle bir kültür varlığının korunması dünyada hiçbir yerde yok. Çok büyük bir ağır sanayi tesisi burası ama böyle bir kültür varlığının korunmasına önayak oldular. Bu noktada İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin'e kültürel varlıkların korunmasına ve bunların gelecek kuşaklara aktarılması konusunda gösterdiği duyarlılık için kendim ve ekibim adına teşekkür ediyorum." diye konuştu.

24 Eylül 2018 Pazartesi

"Kızıl Elma" Bir Yol Hikayesine Dönüştü

İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin'in Biga-Çanakkale yolunun 19. kilometresine yaptırdığı dev tabela Kızıl Elma'yı bir yol hikayesine dönüştürdü. 



Türk birliği idealini ifade eden Kızıl Elma imgesi, Osmanlılar döneminde yeniçeriler arasında yaygınlaştırılmış ve onların savaşma azmini yüksek tutmak için kullanılmıştır. Ünlü şair Ziya Gökalp ise; bu imgeyi Turan Ülküsü ile birleştirerek yeni bir anlam kazanmasına yardımcı olmuştur.

Geçtiğimiz günlerde tabelayı görünce şaşkınlığını gizleyemeyen bir sürücünün yaptığı paylaşım ise Kızıl Elma'ya duyulan özlemi dile getirerek onu bir yol hikayesine dönüştürüyor.

Paylaşılan hikaye ise şöyle:

"Yolumuz KIZILELMA"

Uzayıp giden yolların kıyısında bir levha. Yalnız başına. Uzanmış dua eden bir el gibi.
"Ey TANRI
İcabet et bu duaya
Bizi de kavuştur KIZILELMA’ya"

Soruyorum karşısındaki benzin istasyonundaki pompacıya. Kim diktirdi bunu diye. Bülend Engin diyor genç. İÇDAŞ müdürü Bülend Engin.

Biga Çanakkale yolunun 19. Kilometresinde duruyor şairin  mısraları.
O şair ki Ziya Gökalp. Türk mefkuresine adanmış bir hayat. Mısra mısra. Cenneti Turan olmuş. Düşüncesi ruhumuza bayrak. Durdurup aracımı, durdurup çılgınca tükettiğim zamanı duruyorum yol kıyısında. Yüzlerce atlı koşuyor Malazgirt’te tozu dumana katarak. Binlerce kıvılcım parlıyor yüreğimde şimşek şimşek. Kim durdurabilir ki bizi aynı ülküye gönül verirsek. Mısralar dökülüp levhasından aydınlatıyor içimi. Derin bir nefes alıyorum rahmetle andığım atalarımın nefes aldığı gökten. Gökalp’e bakıyorum. Mavi gözlerini görüyorum son kahramanın. Alpaslan, Fatih, Mustafa Kemal. Anlıyorum. Kızılelma idi bizi BİZ yapan.
Bir Levha. Çanakkale yolu kenarında.
Bir ülke. Bininci yılına koşan.
O levha yalnız değil artık.
Her yol KIZILELMA’ya gidecek
O mısralar yüreğimize işlediğinde… 

İÇDAŞ Fen Lisesi Öğrencilerinden Büyük Başarı

Teknoloji, uzay ve havacılık festivali TEKNOFEST'te yarışan İÇDAŞ Fen Lisesi öğrencileri; Ticari Roket Motorlu Yüksek İrtifa Kategorisi'nde üçüncü olarak ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden aldı. 



1,5 yıl süren hazırlığın ardından İstanbul Yeni Havalimanı'nda muhteşem şovlarla açılan TEKNOFEST, Türkiye'nin uzay ve havacılıkta hak ettiği yere gelmesi amacıyla düzenleniyor. Ziyaretçilerin yanı sıra katılımcı firmalar tarafından da ilgiyle karşılanan festival, düzenlenen yarışmalarla da gençleri teknoloji ve havacılığa yönlendirmeyi amaçlıyor.

Ortaya koyduğu kalıcı eserlerle geleceğe değer katan İÇDAŞ, Genel Müdür Bülend Engin önderliğinde devam ettirdiği eğitim yatırımlarıyla da Çanakkale'yi Türkiye genelinde gururla temsil ediyor.

Roket Yarışmalarında Kıran Kırana Mücadele

Ümit Dağıstanlı, Ahmet Dağıstanlı, Emin Berke Tülümen ve Yusuf Burak Dağıstanlı'dan oluşan MAVERA 1; 1715 metre yüksekliğe ulaşan roketleriyle muhteşem bir başarıya imza attı. Lise, lisans ve lisansüstü öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen Ticari Roket Motorlu Yüksek İrtifa Kategorisi'nde üçüncü olan İÇDAŞ Fen Lisesi öğrencileri, plaketlerini ve üçüncülük ödülü olan 20.000 TL değerindeki çeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden aldılar.

Yarışma Komitesi’nden fırlatma onayı almış roketin sorunsuz bir şekilde ateşlenip rampadan çıkması sonucunda yeterli yüksekliğe ulaşmasıyla neticelenen roket yarışları, ziyaretçilerin de yoğun ilgisiyle karşılaştı. Öğrencilerin uzay teknolojileri alanına ilgilerini arttırmak amacıyla düzenlenen yarışmalara Türkiye'nin farklı yerlerinden çok sayıda ekip katılım gösterdi.

Bilim, teknoloji, sanat ve spor alanındaki başarılarıyla Çanakkale'yi gururlandıran öğrenciler, İÇDAŞ'ın eğitim alanındaki yatırımlarının ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gösteriyor. İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin'in Çanakkale Biga'da açılışını gerçekleştirdiği ve İÇDAŞ tarafından devletimize hibe edilen İÇDAŞ Fen Lisesi'nde 700 öğrenci eğitimine devam ediyor.

17 Eylül 2018 Pazartesi

İÇDAŞ Sponsorluğundaki Kazı Çalışmaları Geçmişi Aydınlatıyor

Çanakkale Eceabat'ta bulunan Maydos Kilise Tepesi Höyüğü kazı çalışmaları esnasında, dokumacılık tarihinin 4 bin yıl öncesine dayandığını ispatlayan bir "ağırşak" bulundu. 



İÇDAŞ ana sponsorluğunda Çanakkale'nin çok sayıda noktasında devam eden kazı çalışmaları, İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin'in destekleriyle tüm hızıyla sürüyor. Tarihin izini sürmek için oldukça faydalı olan kazı çalışmaları, geçmiş uygarlıkların yaşayışları hakkında da bilgi sahibi olunmasını sağlıyor.

Dokumacılık Tarihi 4 Bin Yıl Öncesine Dayanıyor

Türkiye'de yapılan prehistorik kazıların hemen hemen hepsinde bulunan bir ürün olan "ağırşak", dokumacılık tarihi hakkında ipuçları vermesi ve dokumacılık tarihinin ne kadar eskilere dayandığını göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Konuyla ilgili konuşan Maydos Kilise Tepesi Höyüğü Kazı Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Göksel Sazcı; İÇDAŞ ana sponsorluğundaki kazıların bu yılki bölümünün tamamlandığını söyleyerek, "Bu yılki Maydos kazı çalışmalarında ip yapımında kullanılan ve ilk defa kemik sapının kalıntısıyla birlikte yaklaşık 4 bin yıl öncesine ait ağırşak bulduk. Fakat bu ağırşağın diğerlerinden farklı bir özelliği var. Bu özelliği ise içerisinde kemik kalıntılarının olması. Bu ilk defa bir kazıda ağırşak ile birlikte içerisinde sapının olması gereken kemik ile birlikte bulunuyor. Biz bunların daha önce ahşap takılarak döndürüldüğünü düşünüyorduk. Kazılarda da 'bız' dediğimiz kemik aletler ortaya çıkıyordu. Onların daha çok deri delme işlerinde ya da diğer örgü ve dokuma işlerinde kullanıldığını düşünüyorduk. Fakat bu tür bızların ağırşaklar ortasına konulup bir nevi kirmen (Elde yün eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç) şeklinde kullanıldığını söyleyebiliriz." dedi.

Pamuğuyla meşhur olan Maydos'ta bulunan 4 bin yıllık ağırşak, bölgedeki dokumacılık faaliyetlerinin ne kadar eskiye dayandığı da göstermesi açısından oldukça önem taşıyor. Çanakkale genelinde sürdürdüğü kazı çalışmalarıyla bugüne kadar çok sayıda tarihi eserin gün yüzüne çıkarılmasına aracılık eden İÇDAŞ, Genel Müdür Bülend Engin sayesinde imzaladığı sponsorluk anlaşmalarıyla gençlerin tarihe tanıklık etmesine yardımcı oluyor.

13 Eylül 2018 Perşembe

İÇDAŞ Kanada ve Almanya'ya Kimyasal Tanker Sattı

Türkiye'nin en büyük ağır sanayi şirketlerinden olan İÇDAŞ, Türkiye'ye kazandırdığı çok sayıda yenilikçi projenin yanı sıra yurt dışına yaptığı satışlarla da uluslararası denizcilik alanında Türkiye'yi gururlandırıyor.



Genel Müdürü Bülend Engin önderliğinde geliştirdiği projelerle dünya genelinde öncü olacak başarılara imza atan İÇDAŞ, daha önce de son teknoloji ürünü tersanesinde; inovatif dizaynı ile her türlü kimyasal yükü taşıyabilecek, sofistike ve yüksek teknoloji ürünü kimyasal tanker üretimleriyle adından söz ettirmeyi başarmıştı. Satışı gerçekleştirilen son gemilerle de denizcilik sektöründeki atılımlarına devam edeceğinin sinyallerini veriyor.

Türk Gemileri Uluslararası Denizlerde

İÇDAŞ tarafından 2010 yılında inşa edilen ve Kanadalı şirket Coastal Shipping'e satılan gemilerin ikisi de 20.000 DWT kimyasal tanker tipli gemiler ve ana makineleri MAN 6960 KW gücünde. 13.471.080 dolara satılan gemiler Türkiye'nin dünya denizlerindeki gücünü arttırıyor. 2011 yılında inşa edilen İÇDAŞ-11 isimli gemi ise 7500 DWT paslanmaz kimyasal tanker tipinde ve 14.948.920 dolar karşılığında Alman GEFO firmasına satıldı. 2010 yılında inşa edilen bu güçlü teknik özelliklere sahip gemi, çevreci özellikleriyle de ön plana çıkıyor.

Her geçen gün ürün gamını daha da genişleterek yeni istihdam alanları ve son teknoloji ürünü, çevreci tankerler üretmeye devam eden İÇDAŞ; Genel Müdürü Bülend Engin'in geniş vizyonu sayesinde dünya çapında bir ağır sanayi kuruluşu olduğunu ispatlıyor.

10 Eylül 2018 Pazartesi

Apollon Tapınağı İÇDAŞ Desteğiyle Artık Daha Renkli

Apollon tapınağına eklenen mitolojik fare heykelleri, ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. 2 bin yıl önce  Apollon Smintheus Kutsal Alanı'nda yaşadığına inanılan fareler, İÇDAŞ tarafından yapılan düzenleme faaliyetleri kapsamında aynı boyutlu heykeller kullanılarak yeniden canlandırıldı. Tapınak basamaklarına yerleştirilen mitolojik fareler, ziyaretçiler tarafından ilgiyle incelenerek ortaya renkli görüntüler çıkarıyor. 



Apollon Tapınağı'nda ilk olarak 1980 yılında başlayan kazı çalışmaları, 2011 yılından itibaren İÇDAŞ sponsorluğunda devam ediyor. İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin tarafından da bizzat desteklenen kazı çalışmaları, çalışma alanlarının Troia Savaşı'nın izlerini taşıması bakımından oldukça önem taşıyor.

Mitolojik Fareler Geçmişi Canlandırıyor

Apollon Tapınağı'nda yapılan son düzenleme çalışmaları kapsamında minyatür heykellerle canlandırılarak tapınağın merdivenlerine yerleştirilen fareler, gelen ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Şimdilik sayısı 73 olan fare heykelinden, 100 adet daha yaptırılması planlanıyor. Bu sayede mitolojiye göre tapınakta yaşadığı rivayet edilen fareler yeniden canlandırılmış olacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Özgünel, "Burada Apollon'un bölgemiz için çok önemli olan mitolojik fareleri için gerçek boyutta yani tarla faresi olarak tabir ettiğimiz büyüklükte fare heykelleri yaptırdık. İlk etapta 73 adet heykeli tapınak çevresine yerleştirdik. Önümüzdeki süreçte 100 adet daha yaptıracağız. Buraya gelenler fareleri görünce çok şaşırdılar. Çok ilgilerini çekti. Fareleri ve tapınağı fotoğraflayıp cep telefonlarıyla arkadaşlarına gönderiyorlar. Bu paylaşımlar bizi de çok sevindirdi." dedi.

İÇDAŞ'ın bölgedeki 6 kazı çalışmasında ana sponsor olarak yer aldığını ifade eden Prof. Dr. Özgünel, "Şirketin genel müdürü Bülend Engin'in eğitimden tarıma kadar olan desteği, bizim buralarda yaptığımız kazılara da ulaştı. Kendilerine 2011 yılından bu yana bizlere destek verdikleri için çok teşekkür ediyorum. İÇDAŞ gibi sponsorlarımız olduğu sürece Türkiye'nin hem kültür hem sosyo ekonomik hem eğitim problemlerine büyük ışık tutulacağını ve büyük çözümler geleceğini umut ediyorum." diyerek, sürdürülen çalışmalardan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Düzenleme Faaliyetleri Devam Edecek

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına bölgede yapılan çalışmaların başkanlığını yürüten Prof. Dr. Coşkun Özgünel, Apollon Smintheus Tapınağı'nın Troia Savaşları'na büyük bir katkısı olduğunu belirterek, frizlerinde Homeros'un İlyada destanında anlattığı ayrıntıların görülebileceğini ifade etti. Genel Müdür Bülend Engin liderliğindeki İÇDAŞ'ın kazı ana sponsoru olarak verdiği destekten memnuniyet duyduklarını söyleyen Özgünel, düzenleme çalışmalarının devam edeceğinin müjdesini verdi.

7 Eylül 2018 Cuma

Bülend Engin'in Engelsiz Projesi Tüm Dünyaya Örnek Olacak

Kazı çalışmaları İÇDAŞ ana sponsorluğunda gerçekleştirilen Troya antik kenti, İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin'in tasarladığı engelsiz parkur sayesinde dünyaya örnek olacak. 



Troya'ya yapılan düzenleme çalışmaları kapsamında yapımına başlanan engelsiz parkur, engelli vatandaşların antik kenti özgürce gezmelerine yardımcı olacak. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İÇDAŞ temsilcisi Nuri Dublen, planlanan engelsiz parkur sayesinde engelli vatandaşların da tarihe tanıklık edebilmelerinin önünü açabileceğini ifade etti.

Bülend Engin Tarafından Tasarlandı

Troya'yı engelsizleştirecek yürüyüş yolu projesinin tasarımının İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin tarafından yapıldığını ifade eden Nuri Dublen, projenin hayata geçirilmeye başlandığını ifade etti. Yapımına başlanan 2 bin 500 metrekare alanındaki yürüyüş parkurunun engelli vatandaşların ziyaretini kolaylaştıracağını aktaran Dublen; "Bilindiği üzere 2018, Troya Yılı. Troya antik kentine artan bir ilgi var. Troya engelli vatandaşların da yararlanabildiği bir ören yeri olmalı. Genel Müdürümüz bu düşünce ile bütün dünyada örnek gösterilecek bir yürüyüş yolu yapılmasını istedi." dedi.

2018 Troya Yılı kapsamında Troya'da yapılan düzenleme çalışmalarının yüzde 70'lik bir bölümünün tamamlandığını aktaran Nuri Dublen; İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin önderliğinde imzalanan sponsorluk anlaşmaları kapsamında 6 antik kentte kazı çalışmalarının devam ettiğini ifade etti.

5 Eylül 2018 Çarşamba

Assos İÇDAŞ'ın Desteğiyle UNESCO Kalıcı Listesi'ne Girecek

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içindeki Assos Antik Kenti hakkında açıklamalarda bulunan Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, İÇDAŞ'ın da desteğiyle Assos'u UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne sokmak istediklerini ifade etti. 



Çanakkale'de bulunan çok sayıda antik kent kazısına ana sponsor olarak destek veren İÇDAŞ, Genel Müdür Bülend Engin önderliğinde geliştirdiği projelerle gençlerin tarihle buluşmasını amaçlıyor. Assos Antik Kenti için sürdürdüğü sponsorluk faaliyetleriyle de kazı çalışmalarına ve düzenleme işlemlerine yardımcı oluyor.

Antik Çağ'ın en önemli liman kentlerinden biri olan Assos Antik Kenti, son yıllarda yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun bir ilgi görüyor. Assos Antik Kenti Kazı Heyeti ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, 2014 yılında UNESCO listesine girebilmek için başvurduklarını belirterek, "Ancak o zaman yerel güçlerden pek destek bulamamıştık. 2017 yılında ise gerek milletvekillerimizden gerek İl Kültür ve Turizm Müdürümüzün destekleriyle, valiliğimizle bu aşama sonuçlandı." dedi.

Kalıcı Listeye Girmemiz An Meselesi

UNESCO Dünya Kültür Miras Kalıcı Listesi'ne girmek için gün saydıklarını ifade eden Nurettin  Arslan, "Bu çalışma uzun süreçli ve biraz da zahmetli bir iş. Umarım Assos, bu kalıcı listeye girerek hak ettiği yeri alır çünkü kent sadece arkeolojik kalıntıların değil, köy mimarisi, limanı, denizi, doğasıyla ülkemizin gözde merkezlerinden bir tanesi haline geliyor. Bölgeyi ziyaret eden kişi sayılarına baktığımızda da Assos'un önemini görebiliyoruz. Geçen yıla göre daha fazla ziyaretçi geldi. Bizim kazı çalışmaları, onarımlar, restorasyonlar, Bakanlığımız yapmış olduğu karşılama ve çevre düzenleme faaliyetleri tamamlandığı zaman hem ekonomik açıdan bu kent ve ülke daha fazla gelir sağlayacak hem de gelen ziyaretçilerimiz bu kentte rahat bir şekilde dolaşacak ve yeterince bilgi alarak ayrılabilecek. Bu çalışmalarda Bakanlığın yanında özellikle bizim kazılarımızın uzun süre yürütülmesinde en büyük katkıyı İÇDAŞ sağlıyor. Ana sponsorumuz İÇDAŞ. Onların sayesinde aslında biz çok uzun süreler çalışabiliyoruz." dedi.

Kültür ve sanat alanındaki faaliyetleriyle adından söz ettiren İÇDAŞ, tarihi değerlere verdiği önem sebebiyle Çanakkale'nin dört bir tarafındaki kazı çalışmalarına destek oluyor. İÇDAŞ Genel Müdürü Bülend Engin önderliğinde imzalanan sponsorluk anlaşmaları geçmişin gün yüzüne çıkarılmasına yardımcı olurken, gelecek nesillere de ışık tutuyor.